28 Haziran 2013 Cuma

Kendime bir veda yazıyorum !

          İnsan  kendini mutsuz ya da mutlu edebilir derken kastettiğim, insanın bunu neden düşündüğü? Git kahvaltını et değilmi ? (: Ama mutsuz sonlar yaratmak vardır. Bilirsin mutlu olacağını ama yarattığın son senin aleyhine işler. Tıpkı dizilerde, filmlerde olduğu gibi.
          Bu sezon bir çok dizi ekrana veda etti. Bu sene sevgililerine, arkadaşlarına, ailelerine veda etmek zorunda kalanlar gibi. Hayatında herkesin gelip geçen ayrıntılardan soyut, fakat bıraktığı izleri ilk günkü gibi derinden hisseden bir dram da diyebilirsiniz bu duruma.
  • İşler Güçler sendromu :

Ortada hiç bir şey yokken ilerleyecek bir durum olmayınca, sadece bağlılık ve alışkanlığın olduğu yan roller dahilinde bile kurtarılamayacağı, ters köşe yapıp yürümeyeceğini göz ardı etmeden doğru bir kararla bitirilmesidir.
"sen benim eski kız arkadaşımsın
bense seviye tespit sınavlarında çıkan şaşırtmacalı anlatım bozukluğu sorusuyum.
anlatım bozukluğunun giderildiği tek cümlede,eski sıfatı fazlalık. bkz: işlergüçler
  • Yer Gök Aşk sendromu :

    Çok güzel başlayıp sonradan saçmalayan ilişkilerdendir. Aşk üçgeni yaratıp sonrasından bir diğerini paket etme potansiyelindedir. Boleyn kızına benzetilir ama aragonlu catherine karakteri için bir rol yazmak her zaman unutulur. Hatta kraliçenin soytarısı boleyn kızı karışımı birşey oluyor. Her neyse karmaşık tamamen sarmaşık bir durum diyelim (:

    Kuzey Güzey sendromu:
"Başka biri olmaya çalışmak aslında olduğunuz kişiye ihanettir" anlamına gelen bir cümle vardı, doğru kelimeleri hatırlayamadım. Birilerine benzetilmeye çalışacaksınız, kalıba alacaksınız, olmasını bekleyeceksiniz. Kabul. Ama bu hiç adil bir görüntü değil. İşte bu fazla. Aksi taktirde " Ben gururluyum yeea, bekle biraz susayımda sen daha da dellen" gibi hareketler de çok ta berbat . O zaman kimse kimsenin dediğini yapmıyorsa, söylenenleri duymuyorsa aylarca yıllarca acı çekip sonunda vuslata erenide görmedim . Belki kuzey güney de bu makbuldü ne dersiniz (:
  • Öyle Bir Geçer Zaman ki sendromu :
Bazı insanlar birilerini ya da bir şeyleri çok sever. Çok güzel özlerler. Nasıl anlatsam bilemedim...O çok güzel özleyen, çok güzel seven adamlardan biriydi işte oyunun ana karakteri. O an ki mutsuzluk telafi edilseydi ilerde ne olurdu belki kim bilir. İşin içinde aile gibi olmak vardır, sahiplenmek vardır, şefkat vardır, zaman zaman azar işitmek vardır. "akşama eve erken gel" tripleri vardır da vardır. Uzun soluklu bir o kadarda uzatırken trajediye kayan bir ilişki biçimidir. Tek çare 3 kişilik aşk mı yaşıyorsunuz, o halde biri ölecek öyle diğerine gönlün kayacak. Kaçırıldın mı sevdiğin seni kurtarsın öyle önceden hissedilmeyen şeyler daha sonrasında hissedilecek. Hiç biri olmadı mı ikinci baharını yaşa mutlu bir final yap. Hepsinden tutam tutan barındıran biraz da zihin kaybı bir şey. (=


Malzeme bitiyor tabi, saçmalama kısmı başlıyor.
Her şey olur , o olur bu olur da Aşk-ı memnu vedası yaratmasın kimseye şartlar, herkesin aynı anda acı çekmeye mahkum edildiği finallerden uzak vedalar ve muhtemel travmalardan uzak olmak ümidiyle. Her yeni sezon gibi yeni başlangıçlar tatmak dileğiyle. Diziye yeni katılan gencin o ilk bakışmada verdiği enerjiyle kalbi yerinden çıkarmayı başaran gencin seyirciye verdiği ilgi gibi bağlılık dilerim. İyi seyirler (;



Devamını Oku

8 Haziran 2013 Cumartesi

Neler oluyor ?

Bir süre sayfama girip bir şey yazmadığımı farkettim. Neden çünkü; tatsız bir haftayı geride bıraktık mı yoksa daha büyük bir dalga mı geliyor bu yönde eşgali belirsiz bir durum olduğundan kafam doluydu. Fakat bu bulutları gelin biraz kafada dağıtalım... (:


Böyle günlerde kimdir?, nedir?, nasıl tepki verir?, ne yönde mesaj verir?, yoksa dışlar mı?, yada çenesini alabildiğince kullanır mı hep birlikte öğrenmedik mi? Bence kesinlikle öğrendik =))

Fikirlerin bağdaşmadığı bu zamanlarda bilgisayar/telefon vs. gibi şeylerin başına geçip biraz daha düşünmelisiniz sanırım, hoş neden düşünelim onu da pek anlamıyorum. Düşünen yıllar yıllar önce düşünmüş, O güzel medeni kafalarınızı yormanıza hiç gerek yok aslında. düşündüğünüz şey, sürekli onun fikirlerini benimsediğinizi iddia ettiğiniz insanın şu sözüyle tam olarak bağdaşıyor;''Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir''


 ...' Cümlenin sonuna bunu koyan kişiler genelde karşıya bir şey imâ etmeye çalışırlar yada "bu konu böyle uzar,sus artık!" gibi bir mesaj vermek midir hiç bilmem kendimde çok yaparım çünkü bir gelgit bu. Ne yazıktır ki üç nokta mağduru olan kişi günlerce onun nedenini merak edebilir. İşte yaşananlarda birer üç nokta. Belki gerçekten içi dolu bir anlam taşıyordur, belkide hava civa yada "tencere-tava " mı demeliydim bilemedim. Her şey bir öncekinden daha vahim sonuçlar yaratabilir bence. Lafını tam bitirmiş ama aynı zamanda bitirememiş gibi. Bağırmış, çağırmış ama söylediği şeyin son söz olmadığını da belli etmiş insanlarız artık (:
Devamını Oku

© 2011 Mrs.Juliet, AllRightsReserved.

Designed by ScreenWritersArena